Blog  

Göreme'de Gezilecek Yerler / Kapadokya

0 Yorumlar
3047
19 Eki 2018

Etrafı vadilerle ve çok sayıda peribacası ile çevrelenmiş Göreme gezilecek yerler açısından Kapadokya’nın kalbi desek yeridir. Sanki bir serzeniş ya da bir beddua gibi adına ‘Göreme’ denmiş olsa da, keşke bu masalsı Kapadokya beldesine herkes gidebilse, herkes görebilse!

Doğanın mucizeleriyle tarihin gizemi tam da bu noktada, Göreme’de kesişmiş; eşsiz seyriyle ve mistik havasıyla ‘beni görmeden ölme’ dercesine tarih emanetleriyle Unesco Dünya Mirasları arasına girmiş. Sabahları gökyüzünü donatan balonlarıyla, akşamları film seti gibi ışıklandırılmış peribacalarıyla da ‘Kapadokya’dan unutulmayanlar’ arasında ilk sıralara yerleşmiş.

Göreme

Göreme

Ürgüp’ün 5 km batısında, Nevşehir’in 12 km doğusunda kalan ve Merkez ilçesine bağlı olan Göreme, geçmişi asırlar devirse de hala merak uyandıran gizemli antik yerlerden. 6. Yüzyıla ait olduğu düşünülen yazılı bir belgede adı ilk kez ‘Korama’ olarak anılmış. İlerleyen zamanlarda Matiana, Maccan, Avcılar da denilmiş ama zamanla adı Göreme’ye dönüşmüş.

Göreme’nin tüflü arazisinin jeolojik oluşumu 60 milyon yıl öncesine, Erciyes Dağı’nın aktif bir volkan olduğu dönemlere uzanıyor. Akan lavlar soğuduktan sonra rüzgar ve suyun bükücü gücüyle değişime uğruyor. Ortaya Kapadokya vadilerinde ve Göreme gezilecek yerlerinde karşılaşılan konik biçimli, peri eli değmişçesine mükemmel peri bacaları çıkıyor. Bölgenin geçmişte yerleşim açısından bu kadar cazip olmasının sebebi de işte bu peribacalarının kolayca oyulacak kadar yumuşak olması. Göreme bölgeye göre çukurda olduğu için erozyon kayaların uçlarını değil, gövdelerini açığa çıkarmış ve eşsiz bir kasaba dokusu oluşturmuş.

Bölgenin tarihi aslında yontma taş devrine kadar uzanıyor ama bilinen tarih 7. Yüzyıl başlarında Sasaniler ile Bizanslılar arasındaki savaşlardan ve Arap akınlarından kaçan ilk Hristiyanların yerleşimiyle başlamış. Takip eden 8. ve 9. Yüzyıllarda ise Bizans’taki İkonoklazm akımın güçlenmesiyle sığınanların sayısı artmış. Bazı arkeolojik kaynaklara göre Göreme Vadisi’nde o zamanlar sayısı 360’lara dayanan kilise ve manastır yapılmış ve duvarlarıyla tavanlarına eşsiz sayılabilecek İncil sahneleri işlenmiş. İkonoklazm dönemine gelindiğinde bezemeler geometrik şekiller içermeye başlasa da, bu devir kapandıktan sonra başka şekillerle yeniden yapılmış ve katman katman bir tarih oluşturmuş. Bu örneklerin en iyi görülebileceği yer ise Göreme gezilecek yerler arasında ilk sırada önerdiğimiz ve sanki okul derslikleri gibi düzenlenmiş kiliselerin olduğu Göreme Açık Hava Müzesi.

Göreme Açık Hava Müzesi

Göreme’nin merkezinde ise büyük peribacalarından birinin içinde iki sütunlu olarak oyulmuş bir Roma mezarı bulunmuş. Civarda bulunan başka mezarlarda Göreme’nin Roma döneminde Avanos halkınca mezarlık olarak kullanıldığı görüşünü kuvvetlendirmiş.

Göreme’ye Uçhisar’dan kıvrılarak inen yoldan geldiğinizde, aşağıda uzanan manzarayı sizi tarif etmek yerine uzun uzun izlemenizi öneririz. Sanki alanında uzman bir mimarın peyzajı gibi dizilmiş sivri damlar, kayadan oyulmuş evler ve oteller içinde anısı saklı kalmış medeniyetleri hissedeceksiniz. Aşağı varışınızda ve Göreme’ye girişinizde ise büyük binaları andıran, bazısı kilise olarak oyulmuş namına değer peribacalarını göreceksiniz. Toprak yoldan aşağı doğru yürümeyi tercih ederseniz Açık Hava Müzesi dışında kalan kiliselerle karşılaşacaksınız.

Göreme gezilecek yerler açısından oldukça kalabalık bir rota çiziyor. Gündüz bu rotada ilerlerken gece Uçhisar yönüne baktığınızda ışıklarla bezeli bir manzara sizi bekliyor.

Göreme’nin günümüzdeki yeni çehresi eski yapıların restorasyonuyla şekillenmiş. Butik oteller tarihin ve doğanın dokusuna göre yapılırken betonlaşmadan uzak durulmaya çalışılmış. Göreme gezilecek yerlerinin ulaşımı da çok kolay,  Nevşehir’den her daim otobüs, minibüs ve taksi bulabiliyorsunuz.

Göreme Gezilecek Yerler

Göreme Açık Hava Müzesi

Kapadokya’yı gezmeye gelen herkesin uğraması gereken,6 Aralık 1985’dan beri Unesco Dünya Mirası sayılan Göreme Açık Hava Müzesi, Göreme’ye sadece 2 km uzaklıkta bulunuyor. Göreme gezilecek yerleri arasında başı çeken ve gezerken karşılaşılan sanatla baş döndüren müze, Unesco tarafından tescillenmeden önce 1950 yılında ziyarete açılmış ülkenin en büyük açık hava müzesi. Turnikelerinden geçip içeriye girdiğinizde aslında yaşadığınız devri değiştiriyor ve M.S. 4. Yüzyıldan başlayıp M.S. 13. Yüzyıla uzanan bir zaman yolculuğuna çıkıyorsunuz. Neler mi görüyorsunuz; Bizans kilise mimarisi ve sanat tarihinin en üst noktasını, keşişlerin adanmışlığını, o zamanki yaşanmışlıkların günümüze kalanlarını…

Göreme Açık Hava Müzesi

Göreme Açık Hava Müzesi olarak anılan ve bir vadi oluşturan bu alan, 1000 sene boyunca yoğun bir manastır hayatının ev sahipliğini yapmış. Hristiyanların tarihinde önemli bir yer tutan Kayseri Piskoposu Aziz Basil 4. Yüzyılda buraya gelerek, din ve düşünce eğitiminin verildiği manastır sistemini ilk burada başlatmış. Kaya bloklarına oyulmuş kiliseler, şapeller, oturma alanları, yemekhaneler, tuvaletler, mezarlar ve daha nice eskilerden haber veren detay başka hiçbir yerde karşılaşamayacağınız türden.

Göreme Açık Hava Müzesi’ne girer girmez 11. Yüzyıla tarihlenen Kızlar ve Erkekler Manastırı ile karşılaşılıyorsunuz ki, bu çok katlı yapıların Kızlar Manastırı’nda sadece iki katı, Erkekler Manastırı’nda ise zemin katı gezilebiliyor. Aziz Basil Şapeli ise yine müzenin girişinde ve 11. Yüzyıla tarihlenen yapılardan. Elmalı Kilise’yi gezerken kendinizi bir sanat şöleni içinde hangi yöne bakacağınızı şaşırmış şekilde bulacaksınız. Bu kilise 11. Yüzyıl ila 12. Yüzyıl arasında boyanmış. Ana apsis önünde bulunan kubbede Mikail’in elinde bulunan nesnenin elmaya benzetilmesinden dolayı bu ismi almış.

Azize Barbara Şapeli

Azize Barbara Şapeli 11. Yüzyıl yapılarından ve sırf Hristiyan oldu diye babası tarafından şehit edilen Azize Barbara’ya adanmış. Yılanlı Kilise Göreme Açık Hava Müzesi’nin yapımı yarım bırakılmış bir kilisesi ve yine 11. Yüzyıla tarihlendiriliyor. Neden yılanlı adını aldığını frekslerin arasındaki yılanı çağrıştıran yeşil ejderhayı görünce anlıyorsunuz.

Karanlık Kilise zor ulaşıldığından ve sadece küçücük bir pencereden ışık aldığından bu adı almış olmalı ki, bu ulaşılmaz durumu 11. Yüzyıldan bu yana frekslerinin korunmasını sağlamış. Açıkhava müzesine giriş bileti bu kiliseye girmeniz için yeterli değil, ayrı bir bilet almanız gerekiyor. Değer mi diye soruyorsanız Kapadokya’nın en korunmuş kilisesi olduğunu bir kez daha hatırlatalım. Tabii ki değer…

Azize Catherine Şapeli

Azize Catherine Şapeli’ne Karanlık Kilise’den sonra ulaşıyorsunuz. Yine 11. Yüzyıl eseri olan bu şapeli Anna adında bir Hristiyan bağışçının yaptırdığı düşünülüyor. Azize Catherine Şapeli’nden sonra daha geç dönemde 12. Ve 13. Yüzyılda yapılan Çarıklı Kilise’ye geliniyor ki, buradaki figürlerin büyüklüğü ve uzunluğu en göze çarpan detaylardan. Adını çarığa benzetilen ayak izlerinin olduğu fresklerden almış.

Azize Catherine Şapeli

Göreme Açık Hava Müzesi’nin dışında kalmasına rağmen giriş biletiyle gezilebilen bir kilise olan Tokalı Kilise ise bölgenin en büyük kiliselerinden ve en güzel Meryem Ana fresklerini bu kilisede göreceksiniz.

Bölgede, Göreme Açık Hava Müzesi’yle birlikte geniş bir alan da 1986 yılında Göreme Tarihi Milli Parkı içinde korunmaya alınmış.

Göreme Vadileri

Göreme gezilecek yerler arasında vadi seçenekleriyle göz dolduran bir yer. Özellikle güneş batmadan veya sabahın erken vakitlerinde vadi yürüyüşleri yaptığınızda içsel bir yolcuğa çıkmış gibi hissedeceksiniz kendinizi.

Güvercinlik Vadisi

Uçhisar – Göreme arasında uzanan Güvercinlik Vadisi’nin uzunluğu yaklaşık 4 km. ve Kapadokya bölgesindeki en uzun, en güzel vadilerden biri. İki girişinden biri Uçhisar, diğeri ise Göreme’de. Ortasından Vasıl deresinin aktığı ve ‘görmeden gitmeyin’ diyeceğimiz bir şelalenin bulunduğu vadi, adını insanların kayalara oyduğu güvercinlik yuvalarından almış. Bu oyuklarda beslenen güvercinlerin gübreleri bağlarda kullanılmış, yumurtalarından ise frekslerde kullanılan alçıların yapımında yararlanılmış.

Eğer yaşadığınız şehrin gürültüsünden bunaldıysanız ve doğayla kucaklaşmak istiyorsanız Göreme gezilecek yerler arasında kuş seslerinin ve yemyeşil doğanın hakimiyetindeki bu vadiyi yürüyün, ya da bisikletle gezin… Anlatması bizden seyri sizden olsun.

Zemi Vadisi

Göreme’nin doğusunda kalan ve Göreme Açık Hava Müzesi’ne kadar uzanan Zemi Vadisine Nevşehir – Ürgüp yolu üzerindeki Babacık’tan girdiğinizde 5600 metre yürüyorsunuz. Eğer baharda gittiyseniz kuşlar, kelebekler size bu yürüyüşte eşlik edecekler ve ağaçların dalından sarkan meyveleri yiyerek ilerleyeceksiniz.

Zemi Vadisi

Sadece doğası değil, tarihiyle de görülmeye değer vadilerden olan Zemi Vadisi’nin içinde gizli saklı 4 kilise göreceksiniz. Bu kiliseler 10. Yüzyıla tarihlenen El- Nazar Kilisesi, 11. Yüzyıla tarihlenen Sarnıç Kilisesi, Saklı Kilise ve Görkündere Kilisesi. Göreme’nin farkını ortaya koyan ve kocaman dikitler gibi yükselen peribacaları, tünelleri ve Roma mezarlarıyla bu vadi görülmeye değer.

Paşabağ Vadisi

Avanos – Göreme yolunu takip edip Zelve dönüşünden girdiğinizde Paşabağ Vadisi’yle karşılaşacaksınız. Bu vadiye Rahipler veya Keşişler Vadisi de denmiş ve eski zamanlarda dünyadan el etek çeken insanların ibadet yeriymiş. Vadinin içinde yürürken mantar biçiminde birçok peribacası görecek ve genç yaşlı peribacası oluşum evrelerini birbiriyle kıyaslayarak izleyebileceksiniz. Keşişlerin neden burayı seçtiğini içinize dolan huzurdan anlayacak, ‘gelmekle çok iyi ettim’ diyeceksiniz. Paşabağ Vadisi bol bol fotoğraf çekebileceğiniz en iyi Kapadokya fonlarından biri. Ayrıca vadide ışıklı etkinlikler de yapılıyor. Denk geldiyseniz şanslısınız demektir.

Güllüdere Vadisi

Göreme’de gezilecek yerler arasında gün ışığının oyunuyla renk değiştiren peribacalarıyla ünlü Güllüdere vadisi, Göreme ile Çavuşin Köyü arasında kalıyor. Göreme’den girildiğinde Meskendir Vadisi’nden geçiyorsunuz. 4 km. alana yayılmış Bozdağ eteklerindeki bu büyük vadi Kapadokya’nın en güzel trekking noktalarından biri. Burada da ağaçlardan sarkan meyveleri yiyerek yürüyebiliyor, tarihin dokunduğu kiliseleri ve keşiş hücrelerini gezebiliyorsunuz. Güllüdere Vadisi iki kola ayrılıyor ve Güllüdere I olarak ayrılan kolda Yovakim – Anna Kilisesi ve Direkli (Sütunlu) Kilise yer alıyor. Güllüdere II’de ise Ayvalı Kilise, Haçlı ve Üç Haçlı Kilise bulunuyor.

Aşk (Bağlıdere) Vadisi

Aşıklar Vadisi, Aşıklar Tepesi diye anılan vadide aşkı hissettiren bir çok şey var aslında. Özellikle peribacaları silindir gövdeleri, farklı renkleri ve değişik şapkalarıyla sanki ardı ardına dizilmiş şirinler gibi görünecek gözünüze. Yaklaşık 4900 metrelik bir parkura sahip bu vadide yeşile de doyacaksınız. Parkura Göreme – Avanos yolundan tabelaları izleyerek (bu parkurun dik bir eğimi olduğunu hatırlatalım) ya da Uçhisar – Göreme yolundan, halı mağazasının yanından girebilirsiniz.

Aşk (Bağlıdere) Vadisi

Kılıçlar Vadisi

Göreme Açık Hava Müzesi bölgesinde, müzeden ayrı bir kilise grubunu barındıran vadi Kılıçlar Vadisi. Girişi ise Göreme Açık Hava Müzesi’nin altında kalan büyük otoparkın karşısındaki patikadan. Aktepe ve Göreme arasında uzanan ve Büyük – Küçük Kılıçlar olarak da anılan bu vadinin her mevsim başka güzel, eşsiz bir doğa manzarası olduğunu söylemeden geçmeyelim. Göreme yolunun kuzeyine düşen bölgede ilginç şekilli ve içinden suyolu geçen peribacalarının yanında, tüneller, farklı siluette kayalıklar göreceksiniz.  Sadece yürüyerek ulaşılabilen bu vadide Aynalı Kilise’de denilen Kılıçlar Kilisesi ve Kılıçlar Kuşluk Kilisesi diye de bilinen Meryem Ana Kilisesi bulunuyor.

Göreme Gezilecek Yerler arasında daha nereler var?

Göreme listesinde adını her daim koruyan Açık Hava Müzesi ve vadilerin yanı sıra, az bilinen ve keşfedilmeyi bekleyen gizli hazineler de var. Turizm açısından Kapadokya denince ilk akla gelen ve her yıl turist akınına uğrayan Göreme’nin içini keşfetmek ve bu hazineleri görmek için yarım gününüzü ayırmanız yeterli!

Durmuş Kadir Kilisesi

Göreme’nin Karşıbucak (Maşat) mevkiinde, Göreme Belediyesi’ne yakın bir konumda bulunan kilisenin esas ismi bilinmediğinden, içinde bulunduğu bağın sahibinin ismiyle anılıyor. Tarihi kesinlik kazanmamış fakat Erken Bizans döneminde 6 veya 7. Yüzyılda yapıldığı sanılıyor.

Eğer tarih seviyorsanız bu kiliseyi diğer Kapadokya kiliselerinden farklı kılan özelliklerinden dolayı gidip görmenizi öneririz. Freksin hiç bulunmadığı fakat kaya kabartmalarının en güzel örneklerini göreceğiniz bu bazilika kilise kesme taşlarla yapılmış ve mimari açıdan oldukça etkileyici bir tarz içeriyor.  Kilisenin tam ortasında duran her iki tarafından da üç basamakla çıkılan taştan papaz tahtı, vaftiz yeri, duvarlara oyulmuş küçüklü büyüklü mezarlar, dörtgen iri sütunlar Kapadokya’daki diğer kiliselerde olmayan özelliklerden. Kapadokya’daki kiliselerden daha büyük olan bu kilise, dikdörtgen planlı ve üç apsisli olarak kayalara oyulmuş ve 6 direk üzerine oturtulmuş. Kiliseye bir mezar şapelinden geçerek giriliyor.

Yusuf Koç Kilisesi

Yusuf Koç Kilisesi

Yusuf Koç Kilisesi’de geçmişteki ismi meçhul kiliselerden, bu yüzden de adı kiliseyi sonradan güvercinliğe çeviren sahibinin ismiyle, Yusuf Koç olarak anılıyor. Durmuş Kadir Kilisesi ve Bezirhane Kilisesi arasındaki yamaçta bulunan kiliseye, Göreme’nin içinden, Karşıbucak Mevkii Adnan Kahveci sokağındaki üzüm bağlarının arasından geçip 250 metre ilerleyerek ulaşıyorsunuz. Kilisenin girişi 13 basamaklı demir bir merdivende ulaşılacak kadar yüksek. Tamamı kayaların içine oyulmuş kilise, özel mülk olduğundan çok uzun zaman ziyarete kapalı kalmış.

Yusuf Koç Kilisesi’nin halka açık kalabalık ayinlerin yapıldığı bir kilise değil de vaftiz, günah çıkarma, adak adama amaçlı kullanılan bir kilise olduğu düşünülüyor. Bu düşüncenin dayanağı ise kilisenin küçük boyutlarda ve neredeyse her duvarının günümüzde de iyi durumda olan şaşaalı fresklerle dolu olması. Frekslerde genellikle kilisenin banileri olan bir karı koca ve asker kıyafetli oğulları ile adları da okunabilen azizler resmedilmiş. Girişin sağında ellerinde haç olan Helena ve Konstantin, sol tarafında ise Hazreti Meryem ve müjde sahneleri görülmekte. Tavan kubbesine ise Gabriel ve Mikhael melekleri resmedilmiş.

Kilise aslında 6 sütun üzerine oturtularak yapılmasına rağmen, sütunların hiçbiri günümüze ayakta gelememiş. Çapraz tonozlu ve haç planlı inşa edilmiş kilisenin 2 apsisi var. Tarz olarak Zemi Vadisi’ndeki Saklı Kilise’yi andıran yapı 11. Yüzyıla tarihlendiriliyor.

Bezirhan Kilisesi

Bezirhane Kilisesi

Yine Göreme’nin içindeki Karşıbucak Mevkii’nde bulunan, kayadan oyulmuş Bezirhane Kilisesi, Kapadokya’nın beziryağı imalathanesi olarak kullanılmış kiliselerinden ve bu yüzden Bezirhane Kilisesi olarak anılıyor. Tüm bezirhaneler gibi içi yoğun bir is tabakasıyla kaplanmış kilise, Yusuf Koç ve Durmuş Kadir Kilisesi gibi 6 büyük Roma tarzını çağrıştıran sütun üzerine inşa edilmiş. Bu sütunlardan 4’ü günümüze kadar gelebilmiş.

Oldukça büyük olan Bezirhane Kilisesi’nin frekssiz olarak yapıldığı düşünülüyor.

Mesevli Kilisesi

Kiliseye gidebilmek için Adnan Menderes Caddesi’ni takip ederek, Belediye binasını geçince sağa dönmeniz, Kağnı Yolu Sokağı’na girip 400 metre yürümeniz gerekiyor. Kilise adını bulunduğu yerden almış ve güvercinlik olarak kullanıldığından tarihi değeri uzun süre anlaşılmamış. Henüz yeni araştırılan ve bir makaleye göre Aziz Sergios Kilisesi olduğu düşünülen Mesevli Kilisesi, tek apsisli, tek nefli ve tamamen kayadan oyularak yapılmış. Naos tavanına yine kayadan oyulma büyük bir haç kabartma olarak yapılmış ve zamanla haçın kollarından biri kopmuş. Haçın yanına ise bir hayat ağacı motifi yapılmış. Apsisin duvarlarında çoğu tahrip olmuş frekslerde Aziz Sergios, Aziz Bakhos ve ellerinde uzun mızraklar tutan şehit askerler resmedilmiş.

Kilise aynı zamanda bir mezar şapeli olarak da kullanılmış.

Aziz Hieron Şapeli

Göreme’den Uçhisar’a giderken sol tarafta bulunan şapel, adını aldığı Aziz Hieron’a adanmış. Hieron’un 3. Yüzyıl sonunda Göreme (Korama)’da doğup, 30 arkadaşıyla birlikte Malatya’da şehit olduğundan ve kesik elinin Korama’ya, annesine getirildiği rivayet edilir. Bir diğer söylenceye göre ise esirken kaçıp Göreme’ye geldiği ve yeraltı şarap mahzenlerinde uzun süre kaybolup saklandığı söylenir. Hristiyan dünyasının aşina olduğu azizlerden biri değildir, yöreye özgü ve öldükten sonra aziz ilan edilen bir askerdir. Bu trajik hikayelerin sahibi Aziz Hieron’un bir freksi Göreme Açık Hava Müzesi’nde Tokalı Kilise’de de bulunmakta. Ayrıca bu azizin bölgede önemli ve hatırı sayılır biri olduğunun bir kanıtı da Belisırma Köyü’ndeki Direkli Kilise’deki büyük boy resmi. Göreme’nin ilk bilinen adı Koroma’ya da ilk kez bu şapelde rastlanmış. Göreme’nin eski adlarından Maccan’da aslında Aziz Hieron’un annesinin adıymış.

Mezar şapeli dikdörtgen planlı ve tek apsisli olarak yapılmış. Kaya içine oyulmuş ve oldukça düzgün bir taş işçiliğiyle işlenmiş. Şapelde hiç frekse rastlanmamış. Sadece şapel girişinde bulunan mezar oyuklarının olduğu bir odada kabartma haçlar görülmekte. Şapelin bir duvarı yıkılmış.

Orta Mahalle Kilisesi

Kilise, Göreme’nin merkezinde Orta Mahalle’de bulunduğundan bu ismi almış. Aslında şahsa ait bir ev olan kilisenin dıştan görünüşü de tipik bir Göreme evi ve günümüze yarı yıkık durumda gelmiş. Kilisenin içi de oldukça bakımsız ve ilgisiz bırakılmış. Bu yüzden ziyarete açık değil.

Orta Mahalle Kilisesi, dikdörtgen planlı ve tek apsisli olarak yapılmış. Tavanı kubbeli olan kilisenin üst kısımlarına kırmızı renkte geometrik desenler işlenmiş, alt bölümlerdeki frekslerde ise Hazreti Meryem’in müjde sahnesi ve Aziz Hieron resimleri bulunuyor.

Ağzıkarahan Hanı

Ağzıkarahan Hanı, Göreme gezilecek yerler arasında bölgenin biraz dışında kalsa da 13. Yüzyıldan kalan bu yapıyı da ‘gitmeden görün’ deriz. Giriş kapısındaki kararmadan dolayı bu isimle anılan yapı, Kapadokya bölgesinin İpek Yolu üzerindeki en büyük kervansaraylarından biri. Selçuklu devrinde yapılan kervansaray Saruhan Kervansarayı’yla karşılaştırıldığında daha küçük, fakat taç kapısındaki taş işçiliği muhteşem.

Çevreyolundan Aksaray – Nevşehir yönünü takip ettiğinizde, Acıgöl’e gelmeden levhasıyla karşılaşacaksınız. Eğer bölgeye turla geldiyseniz, tur otobüslerinin buraya uğramadığını hatırlatalım.

Ağzıkarahan Han

Göreme’de ne yenir?

Göreme gezilecek yerler açısından leb-i derya ve ‘Kapadokya’yı tam anlamıyla gezdim’ demeniz için rotanızın geçmesi gereken hazine bir kasaba. Yöreye has ve erbabının elinden çıkmış bir sofrada ise Nevşehir tavası, dalaz, bulama, osbar kebabı, ağpakla, ayva dolması, dıvıl, bitirgen kayısı, köftür, büzme baklava gibi değişik lezzetler tatmanız mümkün. Dünya ve Türk mutfağına ait bilinen lezzetleri ise hemen hemen her yerde bulabiliyorsunuz. Nevşehir ve İç Anadolu mutfağını birleştiren Göreme’de yöresel lezzetlerde en az Göreme gezilecek yerler kadar aklınızda kalacak.

Ne Yeniz

Göreme hakkındaki hemen hemen herşeyden bahsettik.

Gezin, görün, tadın herşeyin tadını çıkarın.

Kaynak : https://www.kapadokyadayim.com

0.0
Son Güncelleme: Cuma 19 Ekim 2018 10:57
gezilecek yerler Göreme Kapadokya

Henüz bir yorum yapılmamıştır... İlk olmak ister misiniz?

Bir yorum da siz bırakın

Eposta adresiniz gösterilmeyecektir